7 Mart 2016 Pazartesi

Suçlu Her Vekil de Yargılanmalıdır


Konu malumunuz, güncel ve “yasama dokunulmazlığı” ki aslında “yasama bağışıklığının” iki modelinden biri efendim.

Bu anlamda, konuya, yasama bağışıklığı tabiri ile girmekte fayda görüyorum.

Mebusların, işledikleri suçlar ya da konu oldukları davalarla ilgili, adli merciler karşısında, normal vatandaşlardan farklı olarak imtiyaz sahibi olmalarına “yasama bağışıklığı” diyoruz.

Yasama bağışıklığı, vazifelerini bir baskı altında kalmadan yürütebilmeleri için milletvekillerine verilmiş bir imtiyazdır da diyebiliriz bu bağlamda.

Ve yasama bağışıklığı modelleri ikiye ayrılıyor:

1.Yasama sorumsuzluğu     2.Yasama dokunulmazlığı

1.Yasama sorumsuzluğu: Kürsü dokunulmazlığı da denilen bu model, parlamenterin, yasama çalışması sürecinde her türlü fikrini özgürce ifade etmesine ve bu beyanları ya da kullandığı oy nedeniyle hiçbir şekilde hukuki ve cezai takibata uğramaması anlamına geliyor. Ve bu sayede vekil, yasama süreci içindeki tüm ifade (hakaret, küfür dahil) ve oylarını serbestçe ortaya koyarken;  her işlediği suç ile ilgili de normal bir vatandaş gibi yargılanabiliyor.

2.Yasama dokunulmazlığı: Kökeni Fransa olan ve Anayasamızın 83. Maddesinde yer alan bu yasama dokunulmazlığı, ceza kanunları karşısında vatandaşların eşitliği ilkesine aykırı olmakla birlikte Türkiye’de uygulanan sistemdir. Ve bu eşitliğe aykırılık nedeniyle, bu model, birçok ülke halklarınca tepki ile karşılanmaktadır. Çünkü bu modele göre, parlamenter, sadece yasama içerisindeki söz ve oylarından değil; işlemiş olduğu tüm suçlardan da sorumsuzdur, yargılanamaz, ceza alamaz.

Bunun yanı sıra, Türkiye’de, kamuoyunca çok tepki alan yasama dokunulmazlığı sistemi uygulanmakla birlikte; milletvekillerine, diğer ülkelerden de farklı olarak çok geniş bir zırh sağlanmaktadır.

Bu minvalde, ülkemizdeki halihazır dokunulmazlık sistemi, milletvekillerimize, tabiri caizse “bir suç işleme” icazeti vermekte ve aleyhlerinde hazırlanmış yüzlerce yargılama dosyası bugün TBMM’de bekletilmektedir.

Asil olanın yani milletin adalet önünde yargılanması söz konusu iken; vekilinin yani milletvekilinin, halka nazaran kendisini çok daha güçlü savunma imkanına sahip olmasına rağmen, yargılanmadan müstesna tutulması “eşitlik” ilkesine aykırıdır.

Bu bağlamda, HDP’li vekillerin, dokunulmazlıklarının kaldırılması gündeme gelmişken; uygulama meclis geneline yayılarak tüm milletvekillerini kapsamalı ve bir anlamda vekile suç işleme imtiyazı sunan yasama dokunulmazlığına son verilerek parlamenterlerimizi yasama sürecindeki tüm faaliyetleri itibariyle tamamen koruyabilen “kürsü dokunulmazlığı” modeli tercih edilmelidir.

Çünkü, esas olan hak ise hukuk ise adalet ve eşitlik ise; millete dokun, vekiline dokunma anlayışı tamamen yanlıştır. Milletin işlediği suçtan dolayı nasıl ceza muafiyeti yok ise; vekilin de işlediği suçtan ceza muafiyeti olamaz, olmamalıdır.


Hasılı millet nasıl yargılanıyorsa; “suçlu her vekil” de yargılanmalı; sadece “kürsü dokunulmazlığı” imtiyazından yararlanmalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder